İş yerinde spontane ayaklanmalardan en iyi şekilde yararlanmak

Making the most of spontaneous rebellions at work

Bu bölümde, iş yerinizdeki çok sayıda kişiyi öfkelendiren önemli bir konuya karşı verilecek tepki ve ileride karşılaşabileceğiniz benzer durumlar için gerekli olan kolektif güveni oluşturmak ve etkili bir eylemi organize etmek için bazı tavsiyeler verilecektir.

İş yerinde beklenmedik durumlara karşı cevap verebilecek, denetlenmiş ve güvenilir yapılara her zaman sahip olsaydık iyi olurdu. Ne yazık ki bu yapıların zayıf ve dağınık veya yavaş ve bürokratik olması durumu birçok iş yeri açısından geçerlidir. Bu nedenle, bizi en çok üzen durumların beklenmedik olması muhtemeldir. Ani gelişen bir isyan, büyük olasılıkla beklenmedik kararlara veya koşullara, yani haksız işten çıkarmalara, vardiya değişiklikleri gibi olaylara bir yanıt olarak gelişir; bundan dolayı eylemlerimizin genellikle hızlı ve doğaçlama olması gerekir. Aşağıdaki kısımlarda, iş yerinde gerçekleşen bu spontane isyanlardan en iyi şekilde nasıl yararlanabileceğinize dair birkaç ipucu verilmiştir:

1. Elinizi çabuk tutun. Deneyimlerimize göre, bu tür durumlar karşısında cevabın çok hızlı olması gerekmektedir. İnsanlardan, olaydan birkaç gün sonra bir toplantıya gitmelerini istemeyi beklersek, olay insanlar için önceliğini kaybedecektir; böylelikle ilk anda ortaya çıkan öfke ve muhtemelen harekete geçme zamanı da geçmiş olacak ve karar sadece bir süre uygulandıktan sonra isteksiz bir şekilde onaylanmış olacaktır.

2. Dikkatlice düşünün. Hızlı davranmamız gerekse de, dikkatle ve ihtiyatlı bir şekilde düşünmek zorundayız, ki bu kızgın olduğumuz zaman hayli zor olabilir. Yaptığımız şey iyileştirmelere mi yoksa sadece daha fazla iş kaybına mı yol açacak? Politik bir eylemcilerden ziyade işçi olarak düşünmek asla daha önemli değildir. Ayrıca, insanları olabildiğince iyi bir şekilde bilgilendirin, bir eylemin olası sonuçlarının ne olduğu konusunda dürüst olun ve insanları boş beklentilere sokmaktan kaçının.

3. Herkesi işten uzaklaştırın. Bir diğer  en önemli husus, herkesi işten uzaklaştırmak, yapmamız gereken şeyleri yapmayı bırakmak. Müşterilere hizmet etmek, telefonlara cevap vermek, rafları istiflemek gibi şeyler öteden beri yerleşmiş  karşılıklar halini alır;bu sebeple, herkesin yapması gereken şeyi yapmayı bırakmasını sağlamak, çeşitli olasılıklara kapı açan büyük bir adımdır.

İşten ayrılır ayrılmaz etkili bir şekilde greve gitmeliyiz; böylelikle, işlere geri dönmemiz için bizi almak zorunda kalacaktır ve biz ne kadar uzun süre işten uzak kalırsak işlere geri dönebilmemiz de o denli zorlaşacaktır. Daha az çalışan olan bir yerde çalışıyorsanız da bunu yapmaktan geri durmayın. Küçük yerlerde bazen daha fazla başarı şansınız olabilir. İkiniz iş gücünün 2 / 3’ünü oluşturuyorsanız ve çalışmayı reddetmeye başlarsanız da yönetim biraz  sıkışmış olacaktır. Ancak bu durum, yeni işçilerin kısa sürede işi alınımının ne kadar kolay olduğuna bağlı olabilir.

4. Yönetim ile konuşmayın. İlk aşamalarda yönetim ile diyalog halinde olmak asla iyi bir fikir değildir. Çok mantıklı bir şeymiş  gibi gözükse  de bunu yaparken kaçınılmaz olarak şirketin söylemine geri dönüyoruz. Bu durum  tartışmayı güçlü oldukları yere taşımalarına olanak tanır ancak bizim gücümüz kolektif bir şekilde işi durdurabilme kabiliyetimizden gelmektedir. Yönetime gitmek, onlarla onların şartları altında tartışmaya mecbur kılar, bizim belirlediğimiz şartlar dahilinde değil. Saygı çerçevesinde gerçekleştirilen on dakikalık bir diyalog neticesinde kolektif güce sahip bir kararı reddederek, yönetime  fikirlerini değiştirip değiştiremeyeceklerini soracak ve kaçınılmaz olarak boyun eğecek vaziyete  geleceksiniz. Ayrıca, “iyi bir yöneticiye” gitmenin size daha fazla başarı getireceğini düşünmeyin. “İyi yönetici” bile yalnızca şirket politikasını uygulayacaktır. Bir takım bürokratlar veya patronlar ile müzakerelere girmek yalnızca ivmeyi düşürecektir ve bu da  oldukça kötü bir hamledir. En iyi seçeneğiniz ise isyanı başlatan kararları topluca reddetmek olacaktır.

5. Mücadeleyi yayın. Grevi şirkete ve içinde çalıştığınız coğrafi bölgeye yaymaya çalışın. Diğer işçilere neler olup bittiğini anlatın, iş yerinizin farklı bölümlerine gidin ve onları da çıkarmaya çalışın (veya en azından bir çeşit iş yeri eylemi gerçekleştirin). Bu saçma bir öneri gibi görünebilir, ancak örneğin bir otobüs terminalindeki bir kafede çalışan işçiler -kaçınılmaz bir şekilde- kendileri hakkındaki bir mevzuya öfkelenecekler ve o esnada gerçekleşen otobüs çalışanlarının grevine katılıp, kendi taleplerini dile getirebileceklerdir. Ne olursa olsun, grevdeki kişilere katılmak için girişilen çabanın başarısızlığa uğraması onları uzaklaştırabilir ve buna benzer bir durumun tekrardan ortaya çıkması halinde -mevcut işlerinde veya başka bir yerde olsun- dahil olma fikri söz konusu olabilir.
Dolayısıyla,bu şekilde bir araya gelen işçilerin olağan dışı görülmediği bir kültür yaratmaya çalışmak oldukça önemlidir.

Bu gibi girişimler tam manasıyla bir başarıya ulaştırmasa da, böylesi ayaklanmalar yönetimin biraz olsun geri adım atmasını sağlayabilir veya en azından çalışanlar için haklarını rahatlıkla dile getirebilecekleri belirli bir alan sağlamış  olur. Açıkça söylemek gerekirse, yönetim kalın kafalı değil ise bir süre sorun yaratmayacaktır ve bu da eylemlerinizin doğrudan bir sonucu olacaktır.

Çeviri: Yeryüzü Postası


Yorumlar

“İş yerinde spontane ayaklanmalardan en iyi şekilde yararlanmak” için 2 yanıt

  1. […] Önceki Bilgi uçurma rehberi Sonraki İş yerinde spontane ayaklanmalardan en iyi şekilde yararlanmak […]

  2. […] < İş yerinde spontane ayaklanmalardan en iyi şekilde yararlanmak […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir