Katliam Yasasına Karşı Anarşistlere Uluslararası Çağrı – Yaşam Hakkı Savunucuları

kategori:

English

2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren Hayvanlari Koruma Kanununda Değişiklik Yapilmasina Dair Kanun ile ilgili Yaşam Hakkı Savunucuları imzasıyla yayımlanan çağrıyı paylaşıyoruz.

Türkiye devletinin 2 Ağustos’ta meclisten oy çokluğu ile kabul ettiği 7527 sayılı değişiklik; hayvanlara yönelik faşist ve otoriter yöntem ile birlikte türcü tahakkümün en yalın hâlini gün yüzüne çıkarmıştır.

Önceki yasa “kısırlaştır-aşılat-yerinde yaşat” metodunu uygularken; yeni yasa ve yönetmelik ile birlikte sokakta yaşayan tüm köpekler “barınak” adı altındaki hapishanelerde tecrit alltına alınacak; üretim mağduru köpeklerden başlanarak, tüm köpekler katledilecek.

Yasa, devlet tarafından onaylandıktan sonra; sosyal mecralarda hayvanlara yönelik nefret ve şiddet propagandaları ile birlikte sokakta yaşayan hayvanlara ve bakımını üstlenen insanlara yönelik şiddet artarken aynı zamanda belediye kontrolündeki barınaklarda hayvanlara yönelik şiddet ve katliamlar artarak devam etmektedir.

Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte barınaklarda binlerce köpek ve kedi katledildi, hayvanlara yönelik şiddet ve katliam gün geçtikçe artmaya devam etti. Hatta geçtiğimiz aylarda katliam yasasından güç alarak bu nefret politikaları ile birlikte Ankara’da yaşlı bir kadının evi faili meçhul bir şekilde kundaklandı, Ülker Güleryüz ve himayesindeki köpekler yakılarak öldürüldü. İzmir’de ise Şevket Yerdeşen, evinde köpek baktığı için komşusu tarafından silahlı saldırıya uğradı ve katledildi.

Bu yasa ile devlet, hayvanlara fiziksel ve psikolojik olarak zarar vermekle kalmıyor; insan-insan olmayan canlıların dayanışmasını ve birlikteliğini de yok etmeyi hedefliyor. Aynı zamanda hayvanları hapsetmek için kurulacak barınaklar, öldürmek için kullanılan ilaçlar için açılan ihalaler ile bu katliam kimilerini zenginleştiriyor. Hayvanları bir meta olarak gören devlet; kendi medya kanalları ile birlikte toplumu şekillendirerek sömürüyü ve hayvanlar üzerinde otorite kurmayı meşrulaştırıyor.

Bu katliam yasasının gündeme getirilmesinden bu yana; hayvanların yaşamını savunmak ve devletin insan ve insan olmayan canlılara uyguladığı baskıları durdurmak için her türlü yönteme başvurduk. Tüm bunlara rağmen devlet; geri adım atmayarak katliamlara devam etmektedir.

Bu nedenle İstanbul, İzmir ve Eskişehir’de açlık grevine başlıyoruz.

Bu eylemi desteklemeye ve devletin baskılarına karşı durmaya çağırıyoruz:

• Türkiye konsolosluklarının önünde eylemler düzenleyin,

• Türkiye turizmine karşı propaganda yürütün,

• Türkiye menşeli ürünleri boykot edin,

• Bu çağrıyı kendi ülkenizde, şehirlerinizde, kolektiflerinizde yaygınlaştırın.

Veganlara, anarşistlere, tahakkümün her biçimini reddeden tüm devrimcilere:
Bu yalnızca bir açlık grevi değildir.
Bu, sistemin damarlarına saplanmış bir direniş bıçağıdır.
Bu yalnızca bir beden değildir.
Bu, tahakküme karşı kuşaktan kuşağa aktarılan kolektif bir intikam iradesidir.

Ve bu düzenin üzerine yürüyoruz.

Kıvılcım değiliz, yangınız. Kül değiliz, isyanız ve şimdi gelmiyoruz, buradaydık, olmaya devam edeceğiz.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir