Cumhuriyet Döneminin İlk Anarşistinin İzinde: Tireli Kemal Uygunoğlu – Batur Özdinç

kategori: ,

1986’da yayınlanan “Kara” dergisini milat alırsak, anarşizmin Türkiye topraklarında bir “hareket” olarak henüz kırk yılı bile bulmayan bir geçmişi var. Öte yandan, Osmanlı’nın son dönemindeki Ermeni anarşistler ve 1914’te yaşamını yitiren felsefeci Baha Tevfik gibi tanınmış isimler dışında, açık kaynaklarda “Cumhuriyet döneminden birkaç anarşistin ismi de geçiyor. Kuşkusuz sonradan başkaları da gün ışığına çıkarılabilir, ancak bu isimlerden en eskisi Tireli Kemal Uygunoğlu’dur. [1]

Kemal Uygunoğlu’na ilişkin bazı bilgiler, tahminen 1948 yılında kendisiyle tanışan, TKP içine sızmış istihbarat ajanı Şükrü Dinsel’in ifadelerinde geçiyor. Buna göre, “Tireli Kemal”, İzmir’de Hatuniye Camii yakınlarında sahaflık yapıyor ve aynı yerde sahaflık yaparken Anamur’a taşınan adaşı bir başka Kemal’in işini devralmış bulunuyor. Kendisini anarko-komünist olarak tanımlıyor. Bu bilgilere dayanarak, Tireli Kemal’in anarşizmden haberdar olmasının kitaplara erişim şansını arttıran sahaflık geçmişiyle ilişkili olduğu ileri sürülebilir.

Tireli Kemal’in, 1940lı yılların sonlarında, İzmir’de geniş bir arkadaş çevresi olduğu biliniyor; Fadıl Balkan, Ahmet Bilge, Fehim Atay ve Mehmet Başıbozuk gibi isimlerle tanışıklığı var. Şükrü Dinsel, o dönemde 1948 adlı bir gazete çıkarmak istediklerini ve gazetenin imtiyaz hakkını (bir başka ifadeyle maddi külfetini) Kemal Uygunoğlu’na yıkmayı planladıklarını, ancak Kemal’in bunu kabul etmediğini aktarıyor. “Disiplin tanımadığından” Şükrü Dinsel tarafından partiye davet edilmediği belirtilse de, kendisinin partiye katılma isteği olup olmadığından bahsedilmiyor. Gazete çıkarma teklifini geri çevirmesinden anlaşılacağı üzere, esasen Kemal’in de TKP’ye katılma niyetinde olmadığı görülüyor.

Kemal Uygunoğlu’nun 1948-1949 yıllarında babasından 1000 lira aldığı[2] ve bu para ile de (Şükrü Dinsel’in gazete çıkarma teklifini reddederken) “Hürvatan ve Demokrat Türkiye” adında bir gazete çıkarmayı planladığı biliniyor. Söz konusu gazeteyi İzmir’de yayıncılık yapan engelli Ömer Aziz Veziroğlu ile birlikte çıkarmaya hazırlanıyor. Ancak işleri pek yaver gitmiyor ve Aziz Veziroğlu sağlık sorunları nedeniyle İstanbul’a gidiyor; bu süreçte Kemal Uygunoğlu harcadığı 500-600 liranın da karşılığını alamıyor; muhtemeldir ki bu parayı Aziz Veziroğlu kendisi için kullanıyor ve gazete çıkarılamıyor.

Gazete çıkarma hayalinin yıkılmasından sonra, 1949-1950 yıllarında Tireli Kemal İstanbul’a taşınıyor. Kendisini tesadüfen gören bir hemşerisine göre, zaman zaman Tepebaşı tarafındaki kahvelere uğruyor ve siyasal faaliyetlerine devam ediyor. İstanbul’dayken, babası tahmin edilebilir nedenlerle kendisini evlatlıktan reddediyor.[3]

Kemal Uygunoğlu, 1950 yılının Kasım ayında, Emlak Bankası’nın Levent’te yapmakta olduğu toplu konut inşaatında boyacı olarak işe giriyor. 14 Aralık 1950 tarihinde işçiler arasında komünizm propagandası yaptıkları ve askeri birlikler aleyhine konuştukları gerekçesiyle iş arkadaşı Şaban Tekçe ile birlikte tutuklanıyor. 13 Mart 1951’deki ilk duruşmanın ardından, 15 Temmuz 1951’deki karar duruşmasında Şaban Tekçe 1, Kemal Uygunoğlu ise 2 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Bu cezalardan, mahkemenin Tireli Kemal’i “esas fail” olarak değerlendirdiği sonucunu çıkartabiliriz. Milliyet ve Akşam gibi zamanının önemli gazetelerinde bu ikilinin tutuklanma ve cezalandırılma haberlerinin yer alması, dönemin iktidarının “komünizm karşıtlığı”nın göstergesi olarak değerlendirilebilir.

1951-1952 yıllarını Üsküdar’daki Paşakapısı Cezaevi’nde geçiren Kemal ile, Aziz Nesin de tanışıyor; koğuştaki diğer mahkumlara dair notlarında Kemal Uygunoğlu’nu şu ifadelerle betimliyor: “ahlaksız, daimi bir aşağılık duygusu altında, kulampara[4], megaloman, fakat zeki … Aynı zamanda palavracı.” Buradan da, Tireli Kemal’in eşcinsel (veya biseksüel) olduğunu anlıyoruz. Aziz Nesin’in Tireli Kemal’e ilişkin ifadelerinin eleştirelliğin sınırlarını epeyce zorladığı düşünülebilir, bununla birlikte diğer (siyasi) koğuş arkadaşlarına yönelik yorumlarına bakacak olursak en usturuplu değerlendirmesinin Kemal Uygunoğlu’na dair olduğu görülüyor.

Hapisten çıktıktan sonra, 1953 yılında Konya’nın Kadınhanı ilçesine sürülüyor ve burada yaşamını yitirdiği biliniyor. Ölüm tarihine ve gömüldüğü yere ilişkin olarak kesin bir bilgiye ulaşılamıyor, öte yandan, İstanbul’a taşındıktan sonra bağını koparmadığı Tireli hemşerilerinin ifadelerine göre, sürgün edildikten kısa süre sonra (hatta belki de 1953 yılında) yaşamını yitirdiği anlaşılıyor. Keza, 1958 yılındaki ifadelerde Kemal Uygunoğlu’nun ölümünden açık şekilde bahsediliyor.

Tireli Kemal Uygunoğlu’nun bu kısa yaşamöyküsü bize, tek başına olsa da hayallerinin sınırlarını zorlayan bir anarşist-komünistin, yenilgilerine rağmen ısrarla denemeye devam ettiği devrimci çabalarını anlatıyor. [5]


[1] Cumhuriyet döneminde ismi bilinen bir diğer anarşist ise, 1940lı yılların sonundan itibaren yaşadığı Paris’te, 2020 yılının Mart ayında, 95 yaşındayken yaşamını yitiren Taci Karan (Yusuf Tacettin Karan)’dır. Kemal Uygunoğlu’ndan farklı olarak Taci Karan, uzun süre TKP içerisinde ve Paris’teki komünist çevrelerde faaliyet gösterdikten sonra, 1968 sonrasında kendisini anarşist olarak tanımlamıştır.

[2] 1000 liranın o dönemki değerini kıyaslamak için, 1950 yılında bir ortaokul öğretmeninin aylık gelirinin (maaş ve diğer ödemelerle birlikte) 45, lise öğretmeninin aylık gelirinin ise 60 lira olduğu üzerinden gidilebilir.

[3] Tire ilçesi mezarlık kayıtlarına göre, babası Abidin Uygunoğlu’nun 24 Haziran 1975’te, annesi 1900 doğumlu Ayşe Uygunoğlu’nun ise 14 Nisan 1974’te vefat ettiği anlaşılıyor.

[4] Kulamparacı: Oğlancı

[5] Bu kısa yaşamöyküsündeki tüm bilgiler, açık kaynaklardan derlendi: özellikle İbrahim Topçuoğlu’nun “Neden iki sosyalist partisi, 1946 : T.K.P. kuruluşu ve mücadelesinin tarihi, 1914-1960”  isimli kitabının 3. cildi ile Milliyet gazetesinin internet arşivi ve Aziz Nesin’in “Mum Hala: 1951-1979” kitabından yararlanıldı.


Yorumlar

“Cumhuriyet Döneminin İlk Anarşistinin İzinde: Tireli Kemal Uygunoğlu – Batur Özdinç” için 2 yanıt

  1. […] 1986’da yayınlanan “Kara” dergisini milat alırsak, anarşizmin Türkiye topraklarında bir “hareket” olarak henüz kırk yılı bile bulmayan bir geçmişi var. Öte yandan, Osmanlı’nın son dönemindeki Ermeni anarşistler ve 1914’te yaşamını yitiren felsefeci Baha Tevfik gibi tanınmış isimler dışında, açık kaynaklarda “Cumhuriyet döneminden birkaç anarşistin ismi de geçiyor. Kuşkusuz sonradan başkaları da gün ışığına çıkarılabilir, ancak bu isimlerden en eskisi Tireli Kemal Uygunoğlu’dur. [1] […]

  2. […] yoğun baskı altında yenilgi ile sona erdi – Loren Goldner Eylem – Carlo Cafiero Cumhuriyet Döneminin İlk Anarşistinin İzinde: Tireli Kemal Uygunoğlu – Batur Özdinç Tarih 2017-05-18 Yeryüzü Postası […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir