İngilizce Orjinali: Report on the Nationalist Rally in Athens; https://libcom.org/news/report-nationalist-rally-athens-07022018
Atina’da 4 Şubat Pazar günü, “Makedonya” sorunu üzerinde kitlesel bir milliyetçi miting düzenlendi. Organizatörler bir milyondan (!) fazla kişinin katıldığını söylerken, polis açıklaması 140.000 kişinin katıldığı yönünde. Muhtemelen polisin resmi açıklamasından çok daha fazla insan olsa da katılım organizatörlerin, bir temenniden ibaret olan iddialarına yakın bile değil. Bu, aynı konuyla ilgili bir ay içerisindeki ikinci gösteri idi. İlk gösteri, Ocak ayının sonlarında Selanik’te düzenlendi.
Her iki gösteriyi tetikleyen “Makedonya sorunu”, en azından görünüşte, komşu bir devletin resmi adı olan, Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti (Former Yugoslavian Republic of Macedonia – FYROM) etrafında dönüyor. ‘Makedonya’nın bir ulusal tanımlama olarak tali anlamı, kuzey bölgesinde Makedonya olarak adlandırılan bir bölge bulunan Yunanistan’ın toprak bütünlüğüne tehdit oluşturduğu gerekçesiyle Yunan devletinin karşı olduğu bir şey. Bu Balkanlar’da iyi bilinen bir konu ve Yunanistan ile Makedonya / FYROM devleti arasında gerçek bir çatışma noktası. Doğal olarak, Makedonya meselesi her iki ülkedeki milliyetçilerin fikirlerini ve gündemlerini öne çıkarmak amacıyla çok yatırım yaptıkları bir başlık.
Konu Yunanistan’da ilk kez büyük milliyetçi mitinglerin düzenlendiği 1992’ye dayanırken, isim üzerine tartışmalar yeni hükümeti karşılıklı diplomatik çözüme dair daha açık bir duruş benimseyeceği anlaşılan FYROM’daki son olaylarla ile yeniden alevlendi. Yunan hükümeti konuyla ilgili bölünmüş görünüyor; solcu ana ortak SYRIZA bu tür pragmatik bir anlaşmayı desteklerken, sağcı küçük ortağı ANEL, Makedonya’nın adını kullanmayı içeren herhangi bir çözüme karşı çıkıyor. Yunan hükümetine ayrıca NATO’daki ‘müttefikleri’ tarafından Yunanistan’ın FYROM’un örgüte katılmasına dair vetosunun kaldırılmasını sağlayacak bir çözüm bulmaları yönünde baskı uygulanıyor. Bu, Makedonya meselesinin genel jeopolitik bağlamını oluşturuyor ve çeşitli siyasi aktörlerin eylemlerini belirliyor.
Ayrıntıları net olmaktan uzak ve çok sayıda olsa da, beklenen çözüm, FYROM devletinin daimi olarak (erga omnes) kullanacağı sabit bir isme (örn. Kuzey Makedonya veya Yeni Makedonya) sahip olmasını içeriyor. Yunan milliyetçileri, bu tür bir çözüme şiddetle karşı çıkıyorlar çünkü komşu devletin adında herhangi bir koşulda Makedonya sözcüğünün bulunmasını istemiyorlar. Selanik ve Atina’daki yürüyüşler “Makedonya birdir ve Yunandır” şeklinde milliyetçi sloganda özetlenen, uzun geçmişi olan bu konu üzerine gerçekleşti.
Her iki mitingde de kalabalığın heterojen olduğu doğru sayılır ve organizatörler arasında, muhtemelen uzun vadede dengede tutulması çok kolay olmayan, birçok farklı gündem söz konusu. Dün aynı sokaklarda, üstü örtülü ama kuşkusuz milliyetçi bir görüşe sahip olan Yunan Makedonları’nın kültür derneklerini, Yeni Demokrasi’den (ana muhalefet partisi) ve diğer sağcı siyasi partilerden milletvekillerini, aralarında tabii ki Neo-Nazi Altın Şafak olan çeşitli faşist grupları ve militanları ve tüm bunlar kadar önemli olan Yunan Ortodoks Kilisesi vardı. Tüm bu gruplar, geleneksel olarak derin devletle “eklektik ilişkileri” olan Yunanistan sağının yelpazesini oluşturuyorlar. Yurtsever solun bir kısmının mitinglere sözlü destek verdiği ve bunun milliyetçi sayılmaması gerektiğini iddia ettiği vurgulanmalıdır. Ancak, bildiğimiz kadarıyla hiçbir sol grup, mekanizmalarını harekete geçirmedi ve mitingin organizasyonunda yer almadı.
Dolayısıyla mitingin siyasi rengi konusunda herhangi bir soru işareti yok: bu açıkça milliyetçi ve çoğu durumda komşu ülkeye agresif bir söylem dağıtan sağcı bir hareket. Miting, FYROM’un, modern ulus-devlet sisteminin temeli olan, kendi kaderini tayin hakkına etkili bir biçimde karşı çıkıyordu. Kuşkusuz, Makedonya’nın onlarca yıldır diğer devletlerin çoğunluğu tarafından kullanıldığı göz önüne alındığında bütün bu hikaye biraz gülünç olsa da Yunanistan’daki milliyetçi söylemin görünüşte merak uyandırıcı kalıcılığının psikolojik ve politik yönleri üzerinde derinlemesine tartışmak için çok daha fazla yere ihtiyaç olacaktı. Tutarsızlık kesinlikle hiç kimsenin rolünü yerine getirmesine engel değildir.
Atina sokaklarında, mitingin koruması altında hareket eden faşist grupların varlığı, anarşist hareketin alarm durumuna geçmesine neden oldu ve antifaşist reflekslerini gösterme fırsatı oluşturdu. Selanik topraklarında faşistler “Libertatia” işgal evine saldırıp onu yakıp yıktıkları için endişelerin sağlam bir zemini vardı. Atina şehri çevresindeki ve elbette karşıt hareketin “kalbi” olan Exarcheia’daki işgal evlerini ve sosyal merkezleri korumak için gerekli önlemler alınmalıydı. Mültecilere ev sahipliği yapan işgal evlerinin korunması da ayrıca çok önemliydi.
Çalışmaları koordine etmek ve etkin bir tepki vermek için toplantılar yapıldı. İki esas hedef belirlendi: şehrin tamamındaki işgal evlerinin ve sosyal merkezlerin korunmasının daha koordine hale getirilmesinin yanı sıra, Atina merkezinde karşıt bir gösteri örgütleyerek milliyetçilere merkezi politik bir tepki verilmesi. Temel fikir, sokakların faşist haydutların merhametine bırakılmamasıydı.
Pazar günü saat 4’ten itibaren bir karşı kampanya başlatıldı. Şehrin her yerinden anarşist ve antifa siyasi gruplar, Atina sokaklarında milliyetçilik karşıtlığı, antimilitarizm ve enternasyonalizm ile ilgili metinler dağıtmaya başladılar. Cumartesi gecesi, miting öncesinde, antifa devriyeler Atina’nın birçok mahallesinde konumlandı. 3/2/2018’de gerçekleşen ve Nazilerin yerel liderlerinden bazılarının dövülüp bırakıldığı, Pire’deki Golden şafak ofislerine yönelik saldırı dikkat çekicidir. Dahası, Exarchia ve Monastiraki’de isyan polisi ile çatışmalar yaşandı ve bir yoldaş polisler tarafından gerçekten kötü bir şekilde dövüldü ve gözaltına alındı.
Miting süresince, Propylea’da (milliyetçi mitingin gerçekleştiği Syntagma’ya yakın bir meydanda) gerçekleştirilen karşı gösteride anarşist ve radikal soldan oluşan 2000 civarında yoldaş toplandı. İsyan polisi, antifa eylemi ile faşistler arasında durduğu sürece işler sakindi. Alandaki 4 saatin sonunda eylem Exarchya’da devam etti. Sonrasında mahallenin çevresindeki bir sürü faşist kovalandı. Faşistler denemelerine rağmen Selanik’te yaptıklarını tekrar etmeyi başaramadılar. Milliyetçi miting tümüyle sona erdikten sonra, milliyetçilerin toplandığı yere yakın bir yerde bulunan, işgal edilmiş bir tiyatro olan Empresor’a yönelik organize bir saldırı gerçekleşti. Bununla birlikte, işgal edilen binada gerekli önlemler alınmıştı ve antifaşist savunma faşistleri püskürtmeyi başardı. İkinci bir saldırı söylentileri vardı, ancak olay gerçekleşmeden polis (beklenen şekilde) geldi.
Verili koşullar altında, düşüncemiz her şeyin iyi gittiği yönündedir. Yunanistan’daki hareket, refleks gösterdi ve faşistlerin mitingi kendileri için bir festival günü haline getirmelerine izin vermedi. Mesaj açık: her zaman karşılarında olacağız. Şunu belirtmeliyiz ki; milliyetçi gündem etrafındaki şekillenen bir kitlesel hareket bizi tetikte tutmalı ve eksiklik ve sınırlarımız üzerine düşünmemizi sağlamalı. Milliyetçilik tüm dünyada yükseliyor ve bu, yalnızca konunun semptomları ile değil fenomenin kendisi ile ilgilenen örgütlü bir tepkiyi gerektiriyor. Kesin olan şu ki:
Hiçbir ulus bizi birleştirmez / Hiçbir isim bizi ayırmaz
Atina’dan yoldaşlar
Çeviri: Yeryüzü Postası
Bir yanıt yazın