Başları Dik Duran Anarşistler

MHP eski Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, “Biz FETÖ’cü değiliz, anarşist kadar diktir başımız. İnanmadığımız hiçbir şeyin peşinden gitmeyiz.”dedi. Kanlı bir tarihi olan, bir düzen partisinin milletvekilinin “başının dik” olmasından söz edemeyiz elbette. Yalnızca küçük bir azınlığın çıkarına olan bu kokuşmuş düzenin temsilcilerinin davranışlarını belirleyen şahsi çıkarları, para, iktidar ve mevki hırslarından başka bir şey olamaz. Ancak bugüne kadar dünyanın dört bir yanında ismini bildiğimiz veya bilmediğimiz  anarşist yoldaşlar “başları dik”, kokuşmuş düzeni yıkmak, özgür ve adil bir dünya yaratmak için türlü bedelleri göze alarak mücadele ettiler, ediyorlar.

Bu anarşistlerin diğerlerinden daha cesur yada erdemli olmalarından veya üstün özelliklerinden gelmiyor. Bu anarşizmin faklı akımlarından birini benimsemiş herkes için ortak olan düzenle uzlaşmama anlayışının doğal bir sonucu. Bunu da sağlayan bu kokuşmuş düzenin ta kendisi. Bu düzene uyum sağlayarak insanca yaşamak mümkün olmadığı için biz anarşistiz. Kropotkin’in dediği gibi “Koşullar ile uzlaşmak istemiyoruz. Onlara başkaldırıyoruz. Koşullar üzerimizde ağırlık oluşturuyor, bizi devrimcileştiriyorlar.” Var olduğumuzun, var olduğumuz koşullarda bir sorun olduğunun, bazı şeyler değişmeden varlığımızın anlamsız olacağının ve bunları değiştirmeye  muktedir olduğumuzun farkına varmak yetiyor belki de anarşist olmaya. Nasıl başaracağımız bir sonraki soru belki de.

Kaosun ve barbarlığın etrafımızı sardığı koşullarda anarşizmin dik duruşuna, özgür ve adil dünya çağrısına ihtiyacımız var. Bu yüzden mücadelemizde yitirdiğimiz yoldaşlarımızı anmayı görev biliyoruz. Bize en acı verenler oldukları için onları anıyoruz ama ne yitirdiklerimiz eksik bizden, ne de biz eksiğiz yitirdiklerimizden.

8 Saatlik işgünü mücadelesinde başını eğmeyenler: Albert Parsons, August Spies, George Engel, Adolph Fischer, Louis Lingg (Kasım 1887- Chicago)

1 Mayıs 1886’da ve sonrasında ABD çapında 8 saatlik işgünü talebiyle grevler ve yürüyüşler gerçekleştirildi.  3 Mayıs’ta Chicago’daki McCormick Hasat Makinesi Şirketi’ne ait fabrikanın grevci işçileri fabrika yakınında buluştular. Ancak mesai süresinin bitiminde içeriden çıkan grev kırıcılarla karşılaşan grevci işçilerin fabrikaya doğru yönelmesiyle birlikte polis işçilere ateş açtı. En az 4 işçi öldürüldü, onlarcası yaralandı. Bunu protesto etmek için Haymarket meydanında düzenlenen mitingin dağılması sırasında belirsiz bir yerden kürsünün önüne atılan ve polisin önünde patlayan bir bomba nedeniyle 7 polis öldü. Bu devlet tarafından özellikle Chicago’da etkin olan 8 saatlik işgünü mücadelesini bastırmanın bahanesi olarak kullanıldı. Bu mücadeleyi örgütleyen anarşist işçi önderlerinden Albert Parsons, August Spies, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg, Samuel J. Fielden ve Michael Schwab bir komplo sonucu idama mahkum edildi. Albert Parsons, August Spies, George Engel ve Adolph Fischer asılarak idam edildiler. Louis Lingg, içeri gizlice sokulmuş bir dinamit lokumuyla hücresinde intihar etti. Michael Schwab ve Samuel J. Fielden’in idam cezaları ise vali Richard James Oglesby tarafından ömür boyu hapse çevrildi. 1889 yılındaki 2. Enternasyonal toplantısında, bir komplo ile idam edilen anarşist işçi önderleri ve 8 saat işgünü talebiyle 1 Mayıs 1886’da başlayan grevlerde öldürülen diğer işçiler anısına 1 Mayıs’ın işçilerin uluslararası birlik ve dayanışma günü ilan edilmesine karar verildi.

Çin işçi hareketinin öncüleri: Huang Ai, Pang Renquan (Ocak 1922-Çangşa)

Huang Ai ve Pang Renquan, endüstride bir grup teknisyen yaratmak için 1910’larda Çin’e sunulan teknik eğitimden yararlanan iki gençti.1920’li yılların başlarında Çangşa’ya gelen iki genç burada fabrikalarda çalışmaya başladılar ve anarşist fikirleri benimsediler. Devam eden yıllarda ise fabrikalarda yükselen işçi hareketine öncülük ettiler. 1922 yılının Ocak ayında “China Realty Company” isimli şirkete ait fabrikada ücret artışı talebiyle gerçekleşen grev Zhao Hengti komutasındaki ordu birlikleri tarafından bastırıldı. Huang Ai ve Pang Renquan gizlice yakalandı ve 17 Ocak’ta kafaları kesilerek öldürüldüler.

Bir kunduracıyla bir işportacı parçası: Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti (Ağustos 1927 – Massachusetts)

Sacco ve Vanzetti 1900’lü yılların başında İtalya’dan ABD’ye gelmiş iki göçmen işçiydi. Buraya gelişlerinden kısa bir süre sonra Amerika’da yaşayan İtalya göçmeni anarşistlerin kurduğu bir örgüte katıldılar. 3 Mayıs 1920 tarihinde örgüt üyelerinden Andrea Salsedo’nun polis tarafından Adalet Bakanlığı’na ait bir binanın ondördüncü katından atılarak öldürüldü. 9 Mayıs tarihinde Sacco ve Vanzetti arkadaşları ile bu olayı protesto eden bir eylem gerçekleştirmeye karar verdiler ancak eylem gerçekleştirilemeden polis tarafından yakalandılar. Polis bu ikiliyi anarşist içerikli bildiri ve silah bulundurmakla suçladı. Sonrasında ise South Braintree’da yapılan bir soygunda katılmak ve bu sırada öldürülen iki kişinin katili olmakla suçlandılar. Lehlerine olan deliller ve tanık ifadeleri değerlendirilmedi. Sacco ve Vanzetti yedi yıl süren hapis hayatının ardından 23 Ağustos 1927’de idam edildi.

Beyazlara ve Kızıllara karşı Mahnovist Ordu’nun önderi: Nestor Mahno (Temmuz 1934-Paris)

Gençlik yıllarından itibaren anarşist fikirleri benimseyen Mahno 1908’de, 20 yaşındayken anarşist gruplara üye olmak ve şiddet eylemlerinde yer almaktan dolayı tutuklandı ve idama mahkum oldu. Ancak cezası daha sonra ömür boyu hapse çevrildi. 9 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1917 Şubat devrimi sonrası diğer siyasi mahkumlarla birlikte serbest bırakıldı. Cezaevinden çıkınca köyü olan Gulya-Polye’ye geri döndü. Mahno buradan başlayarak Ukrayna’nın bütününde, büyük oranda köylülerden oluşan anarşist komünist bir gerilla gücünün kurulmasına öncülük etti. Bu ordu karşı devrimci beyaz orduya karşı savaştı ve onları püskürttü. Öncesinde ittifak halinde olmalarına rağmen Kızıl Ordu’nun Mahnovist orduya saldırısı sonucu pek çok anaşist militan öldürüldü veya tutsak alındı. Mahno ise baskından kurtulup Ukrayna da bir süre dolaştıktan sonra Dinyeper nehrinden Romanya’ya geçip sonunda Paris’e geldi ve 1934 Temmuz’unda ölümüne kadar mücadelesini burada sürdürdü.

İberya Anarşizminin Simgesi: Buenaventura Durruti Dumange (Kasım 1936-Madrid)

14 Temmuz 1896’da merkez İspanya’da bir şehir olan Leon’da doğdu. 14 yaşında okulu bıraktı ve demiryolu manevra istasyonunda tamirci çırağı oldu. Ölümüne kadar bir işçi ve anarşist olarak mücadele etti. 1931 yılında İspanyol Barcelona’ya taşındı, İberya Anarşist Federasyonu’na (FAI) katıldı ve “Nosotros” grubunu kurdu.Franco faşizmine karşı savaşın en ön safında yer aldı ve anarşist komünist ilkelere dayalı yeni bir toplumsal düzenin kurulması için mücadele etti.  15 Kasım 1936’da 1.800 kişiden oluşan bir güçle Madrid’in savunmasını desteklemeye gelen Durruti, hemen çatışma bölgesine gitti. 19 Kasım 1936’da arabasından indiği esnada arkadan vurudu ve ertesi gün yaşamını yitirdi. İki gün sonra, Barcelona’da Montjuich mezarlığına gömüldü. Cenazesine kara kızıl bayraklarla  500.000 kişi katıldı.

Anarşizm yeniden yükselirken: Michalis Kaltezas (Kasım 1985-Atina)

1985-1986 yılları arasında Yunanistan’da anarşistlerin eylemleri yoğunlaşmıştı. Michalis Kaltezas bu dönemde 19 Kasım 1985 yılında yine Atina’nın Exarchia bölgesinde polis tarafından öldürüldüğünde ondan 23 sene sonra öldürülecek olan Aleksandros Grigoropulos gibi 15 yaşındaydı. Bu cinayet sonrasında Yunanistan’ın pek çok şehrinde kitlesel eylemler gerçekleştirildi.

Kapitalizme Öfkenin Sembolü: Carlo Giuliani (Temmuz 2001-Cenova)

1999’da Seattle gerçekleşen Dünya Ticaret Örgütü toplantısına karşı başlayan anti-kapitalist mücadele dalgasının bir parçası olarak 2001 yilinda Cenova’da yapilan G8 zirvesine karşı geniş çaplı eylemler gerçekleştirildi. 20 Temmuz 2001 yılında gerçekleştirilen eylemler esnasında 23 yaşındaki anarşist Carlo Giuliani İtalyan polisi tarafından doğrudan hedef alınarak vuruldu. Daha sonra üzerinden polis aracı geçen Giuliani hayatını kaybetti. Giuliani’nin katili olan polislere herhangi bir ceza verilmedi.

Yunanistan’ın ‘Berkin’i: Aleksandros Grigoropulos (Aralık 2008-Atina)

6 Aralık 2008 tarihinde Atina’nın Exarcheia bölgesinde bir arkadaşıyla oturduğu sırada iki polis Aleksandros Grigoropulos ve arkadaşının yanına geldi ve polislerden biri Alexis’i vurdu. Henüz 15 yaşında olan Aleksandros Grigoropolos hastaneye kaldırılırken hayatını kaybetti. Bu devlet katliamına tepki olarak Yunanistan’ın birçok şehrinde patlak veren ayaklanma iki hafta sürdü. Yanında bulunan arkadaşı Nikos Romanos ise 2014 yılında banka soyduğu iddiasıyla yakalandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Romanos cezaevindeyken, Atina Üniversitesi İşletme Fakültesini kazandı. Ancak eğitim hakkının kısıtılanması üzerine başlattığı açlık grevi sonrasında ülke çapında yine geniş çaplı eylemler yaşandı. Nikos açlık grevini üniversiteye giriş iznini onaylamasının ardından sonlandırdı.

Suruç Katliamından kaybettiklerimiz: Vatan Budak, Alper Sapan, Serhat Devrim, Medali Barutçu, Evrim Deniz Erol (Temmuz 2015-Suruç)

Kobani’ye giderek kentin yeniden inşa çalışmasına katılmak hedefiyle Urfa’nın Suruç ilçesine değişik illerden gelen 300 genç 20 Temmuz’da konakladıkları Suruç belediyesine ait Amara Kültür Merkezinin bahçesinde bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasının devam ettiği sırada, saat 11:50’da kalabalığın tam ortasında bir patlama meydana geldi. Patlama 34 kişi hayatını kaybetti, onlarcası yaralandı. Hayatını kaybedenler arasında genç anarşistler; Vatan Budak, Alper Sapan, Serhat Devrim, Medali Barutçu ve Evrim Deniz Erol da vardı.

Ankara Katliamının aramızdan aldığı anarko sendikalist bir demiryolu işçisi: Ali Kitapçı (Ekim 2015 Ankara)

10 Ekim 2015 tarihinde sendikaların ve meslek odalarının çağrısıyla Ankara’da “Savaşa İnat Barış Hemen Şimdi” sloganıyla düzenlenecek olan miting başlamadan önce Tren Garı kavşağında, 3 saniye arayla 2 patlama gerçekleşti. 102 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı, sakat kaldı. Hayatını kaybedenler arasında yıllarca Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) içinde yer almış olan Anarko-Sendikalist, demiryolu işçisi Ali Kitapçı da vardı.

Yeryüzü Postası


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir